top of page

MİMARİ RESTORASYON VE TADİLAT

RESTORASYON

 

Restore edilecek yapının öncelikle yasal statüsü önemlidir. Yasal statü demek yapının I. veya II. derce tarihi eser olması durumudur.  

 

I grup yapılar Toplumun maddi tarihini oluÅŸturan kültür verileri içinde tarihsel, simgesel, anı ve estetik nitelikleriyle korunması zorunlu yapılardır.

II. grup yapılar Kent ve çevre kimliÄŸine katkıda bulunan kültür varlığı niteliÄŸindeki yöresel yaÅŸam biçimini yansıtan yapılardır.

Aslında I. grup yapılar Anıtlar, Kiliseler, Camiler, Sarnıçlar, ÇeÅŸmeler, Yalı, KöÅŸk vb. gibi tarih içinde belli yeri olan yapılardır. I. grup yapılarda yapılabilecek müdahaleler oldukça kısıtlıdır. Ancak özel projelerle yapının fonksiyonun deÄŸiÅŸmesi durumunda esaslı müdahale yapılabilir.

II. grup yapılarda ise Koruma Kurulunun izni çerçevesinde özellikle cepheyi koruyarak esaslı müdahaleler yapılabilir. Hatta gerekli durumlarda yapı yıkılıp tekrardan yapılabilir.

1. Restore edilecek yapı için öncelikle ilgili belediyeye müracaat edilir.

2. Söz konusu yapı eÄŸer tescilli yapı deÄŸil ise belediye gerekli görmesi halinde Anıtlar Kuruluna göndermeden projeyi onayıp, inÅŸaat izni verebilir. Ancak yapının eski eser özelliÄŸi varsa belediye Anıtlar Kuruluna durumu bildirir.

3. Yapılar tescilli olmasa bile eski eser görünümünde iseler yine Anıtlar Kurulundan izin almak gerekir.

4. Anıtlar Kurulu öncelikle yapının rölövesinin çizilmesini ister. Çizilen rölöve ve yapının fotoÄŸrafları ile birlikte bir raportörün raporuyla Anıtlar Kurulu, yapının koruma derecesini ve müdahale biçimlerini kapsayan bir karar yazar.

5. Anıtlar Kurulunun kararına göre yapının restitüsyon ve restorasyon projeleri çizilir. Restorasyon ve restitüsyon projeleri zaman kazanmak için aynı anda Kurula sunulabilir. Restitüsyon ve restorasyon projeleri ile birlikte yapının ilk halini belgeleyen fotoÄŸraflarla birlikte bir restitüsyon raporu yazılır. Ayrıca yapıya yapılacak müdahale biçimleri ve kullanma amacı ile kullanılacak malzeme ve tekniÄŸi içeren bir restorasyon raporu yazılır.

6. Anıtlar Kurulundan projelerin çıkması aylar sürebilir. Bütün bu süreçler tamamlandıktan sonra Kurul projeleri onaylar. Ve yapı sahibi, ilgili belediye bilgi amaçlı, Tapu MüdürlüÄŸüne de tescil amaçlı gönderilir.

7. Bütün bu süreçlerden sonra restorasyon projesine göre, belediyeden ruhsat almak için bir ruhsat projesi çizilir. Ruhsat projesine göre uygulama yapılabilir.

8. İnÅŸaat ruhsatı almak için bir de yapı denetim firması ile TUS (teknik uygulama sorumluluÄŸu) için sözleÅŸme yapmak gerekir.

9. Son olarak Restorasyonu yapacak uzman bir ekibe ihtiyacınız vardır.

 

 

İnÅŸaat Ruhsatı Almak İçin Gerekli Olan Evraklar: (Eski eser olmayan ve Yapı Denetim Kanununa tabi yerlerde)

 

1.     Tapu sureti (Tapu sicil müd.) 

2.     Çap sureti (Kadastro Müd.) 

3.     Aplikasyon krokisi (Kadastro Müd.) 

4.     İmar durumu belgesi (Belediye İmar Müd.) 

5.     İnÅŸaat İstikamet Rölövesi (Belediye Harita Müd.) 

6.     Kot-Kesit Belgesi (Belediye Harita Müd.) 

7.     Ruhsat dilekçesi

8.     Yola terk var ise terkli tapu sureti

9.     Zemin Etüd Raporu 

10.  Proje Müelliflerine Vekaletname  

11.  5 adet Mimari proje 

12.  5 adet Statik projesi 

13.  5 adet Elektrik projesi 

14.  5 adet Makine tesisat projesi 

15.  Taahhütname  (Noterden- Mal sahibi ve Müteahhit)

16.  Muvafakatname (Birden fazla hissedar varsa) 

17.  Yapı Denetim Hizmet SözleÅŸmesi 

18.  Proje Müelliflerinin Sicil Durum Belgeleri 

19.  Ä°SKİ yazısı 

20.  Fen İşleri MüdürlüÄŸü Yazısı 

21.  Ä°tfaiye Yazısı (Bodrum Dahil 5 Kattan yüksek Konutlar ve tüm iÅŸ yerleri) 

22.  Sığınak Yazısı (800 m²’den büyük inÅŸaatlar için) 

23.  TEK’den Trafo Belgesi 

24.  Otopark taahhütnamesi (Otopark bedeli peÅŸin yatırılmaz ise) 

25.  Müteahhidin (Ticaret sicil kaydı, Vergi No’su)

 

YAPILARDA BOZULMALARA NEDEN OLAN ETKENLER

Yapıların onarımına geçilmeden önce, harap duruma gelmelerine neden olan etkenler gözlem ve teknik incelemelerle araÅŸtırılıp saptanır. Restorasyonu yapacak mimar ve restoratör yapıyı dikkatle incelemek zorundadırlar. Onu çeÅŸitli zamanlarda: yazın aşırı güneÅŸ altında, yaÄŸmur yaÄŸarken, karla örtüldüÄŸünde izleyerek, bu koÅŸullardan nasıl etkilendiÄŸini, nasıl davrandığını gözleyip kaydetmeli, çatlama, çiçeklenme, yosunlanma ve benzeri diÄŸer bozulmalarını saptayıp bunlara neden olan etkenleri araÅŸtırarak çalışmalarını sürdürmelidir. Mimar ancak binayı iyice tanıdıktan sonra ”tanı”sını koyarak iyileÅŸtirme çareleri bulmaya giriÅŸebilir. Hasar nedenlerini, bozulma sürecini kavramadan yapılacak müdahaleler yanlış olabilir, ya da tanı doÄŸru konulmadığı için yapılan iÅŸlem amaca hizmet etmekten uzak kalabilir. Hasar nedeni ortadan kaldırılmadığında bozulmalar devam eder, harcanan zaman ve emek boÅŸa gider. Ayrıca gecikmeden ötürü hasar büyüyebilir, baÅŸka sorunlar ortaya çıkabilir.

Tarihi yapıları restorasyon öncesinde ayrıntılı olarak incelemeye geçmeden önce, hasara neden olan etkenleri gözden geçirmek yararlı olacaktır. 

​

 YAPININ KONUMUNDAN KAYNAKLANAN HASARLAR

Yapının bulunduÄŸu yer (yamaç veya dere yatağı) onun iklime baÄŸlı etkilerden daha yoÄŸun olarak zarar görmesine neden olabilir. Bir yamaç eteÄŸinde, çukurda yer alan bir yapı, önlem alınmadığı takdirde su baskınlarının tehdidine açık durumdadır. Eyüp’te Haliç kıyısına yakın kesimde bulunan türbeler yamaçtan gelen yüzey sularının iyi toplanmaması sonucu, saÄŸanaklar sonrasında uzun süre su içinde kalmakta, ahÅŸap kapıları çürümekte, döÅŸemelerinde, duvarlarının alt kesimlerinde bozulmalar gözlenmektedir. 

​

ZEMİN ÖZELLİKLERİ 

Yapının üzerine oturduÄŸu zeminin mukavemetinin düÅŸük olması, ya da homojen olmaması zamanla yapıda bazı hareketlerin oluÅŸmasına, dönme, farklı oturma gibi gözle görülebilen bozulmalara neden olabilir. Temel altındaki zemin homojen olmadığında yapıda çatlamalar görülür. Çatlakların yapıdaki yerlerine, doÄŸrultularına bakılarak hasar nedeninin zeminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hakkında kabaca fikir edinmek mümkündür. EÄŸer yapı iki ucundan saÄŸlam zemine oturuyor, arada kalan bölgede zemin gevÅŸekse, cephede kapı ve pencere boÅŸluklarının köÅŸelerinden baÅŸlayan ve 45 derece açıyla yanlara doÄŸru geliÅŸen çatlaklar gözlenir. EÄŸer yapının cephesinin yalnız orta kesimi altında saÄŸlam zemin varsa, çatlaklar kama görünümündedir; aÅŸağıda dar, yukarı doÄŸru açılan bir düzen gösterir. Zeminden kaynaklanan hasarların tanınması ve düzeltilmesi zemin mühendislerinin uzmanlık alanına girmektedir; ayrıntılı inceleme için onlara danışılır. Durumun özelliÄŸine göre bir çözüm seçimi söz konusudur: oldukça zor ve pahalı bir iÅŸlem olan zemin saÄŸlamlaÅŸtırma veya saÄŸlam zemine inen temel yapımı gibi iÅŸlemler gerekebilir. 

Bir yapının fay hattı üzerinde yer alması, ya da oluÅŸumunda çatlaklar bulunan bir kaya üzerinde yapılmış olması da onun bozulma, yok olma riskini arttıran etkenlerdir. 

​

 STRÜKTÜR TASARIMINDAKİ HATALAR

Binaların taşıyıcı sistemlerinde ilk tasarımdan gelen boyutlandırma hataları varsa; örneÄŸin duvar, ayak, payanda gibi öÄŸeler üzerlerine gelecek yatay ve düÅŸey yükleri karşılayacak kesitlerde yapılmamışlarsa ciddi hasarlar ortaya çıkabilir. Taşıyacağı yüke göre ince/yetersiz kesitli bir duvar zamanla bel verebilir; payandaların yetersiz olması durumunda, kemer, tonoz veya kubbede açılmalar olur, hatta sistem yıkılabilir. Taşıyıcı sistemi hatalı tasarlanmış olan anıtların belki de en görkemlisi İstanbul Ayasofyası’dır. ilk tasarımında ÅŸimdiki kubbesinden çok alçak bir yelken tonozla örtülen bina, 31 m. açıklığında bir kubbeyi destekleyecek payanda düzenine sahip olmadığı ve çok hızlı inÅŸa edildiÄŸi için kubbenin itkisiyle yan duvarlarda açılmalar olmuÅŸ ve kubbe geçirdiÄŸi ilk deprem sonrasında çökmüÅŸtür (558). 

Temellerin zayıf, yetersiz kesitte olmaları da üst bölümlerde, duvarlarda, taşıyıcı ayaklarda çatlamalara, düÅŸeyden ayrılmalara neden olabilir. 

​

 HATALI MALZEME KULLANIMI

Antik dönemden günümüze, önemli yapıtların özenle seçilen malzemelerle yapılması mimarlık geleneÄŸidir. Anadolu’nun birçok ören yerinde rastlanan tapınak, tiyatro gibi anıtlar iri boyutlu, dayanıklı taÅŸlarla yapıldıkları için günümüze kadar gelebilmiÅŸlerdir. Mimar Sinan İstanbul’un genel görünümünü etkileyen Åžehzade, Süleymaniye, Mihrimah Sultan külliyelerini, Osmanlı döneminde Bakırköy çevresinde çıkarılan küfeki taşının yoÄŸun ve homojen tabakalarından hazırlanan bloklarla inÅŸa etmiÅŸtir. 

Geleneksel mimarlığımız taÅŸ, kerpiç, tuÄŸla, aÄŸaç gibi doÄŸal kökenli malzemelerle oluÅŸturulmuÅŸtur. Kullanılan malzemelerin iyi nitelikli olmaması, yapıların bozulmasını hızlandırmaktadır. TaÅŸların içinde kil tabakalarının, baÅŸka yabancı maddelerin bulunması hızlı aşınmaya, taşın yabancı maddelerin bulunduÄŸu tabaka ya da damardan kopup ayrılmasına neden olur. Tortul külteler doÄŸada yatay tabakalar halinde yer alırlar. Taşın binada doÄŸadaki tabakalaÅŸmasına uygun olarak yer alması da önemlidir. iÅŸlenmeleri sırasında cepheye gelecek kısımlarına dikkat edilmeli, tabakasına baÅŸka bir deyiÅŸle suyuna göre biçimlendirilmelidir. EÄŸer blok, taşın suyuna ters olarak hazırlanır ve tabakalaÅŸmasına dikkat edilmeden yerine konursa, bozulma tabakaların cepheden geriye doÄŸru katman katman dökülmesi ÅŸeklinde olur. Taşın genel yapısının dayanıksız olması da, kolayca ayrışıp dağılmasına neden olur. 

TuÄŸla yapılarda da tuÄŸlanın iyi piÅŸirilmiÅŸ olması yapının dayanımını arttıran önemli bir etkendir. Kötü tuÄŸlalardan yapılan duvarlarda hızlı aşınma, dökülme, çukur oluÅŸumu biçiminde yüzey kayıpları, ayrışma, dağılma ÅŸeklinde hasarlar gözlenir. Kargir yapılarda ana malzemeyi birleÅŸtiren harcın niteliÄŸi de binanın mukavemetini etkileyen önemli bir etkendir. Çamur veya zayıf kireç harçları ile örülen duvarlarda, bozulan harç çözülerek yapının dağılmasına yol açar. 

AhÅŸap strüktürlerde sert aÄŸaç kullanılması yapının ömrünü uzatır. Türkiye’de ise çoÄŸu yumuÅŸak aÄŸaçlarla yapılan ahÅŸap çatkılar daha kısa ömürlü olmakta, harap strüktürlerle birlikte bir yaÅŸam kültürünün izleri de ortadan kalkmaktadır. 

​

 KÖTÜ Ä°ÅžÇİLİK VE DETAY KULLANIMI

Yapıyı oluÅŸturan bileÅŸenlerin uygun bir baÄŸlayıcı malzeme ve teknikle birleÅŸtirilmeleri dayanımları açısından önemlidir. Kesme taÅŸ yapılarda blokları birleÅŸtirmek için kullanılan kenet ve mil gibi korozyona uÄŸrayabilecek demir baÄŸlantı elemanlarının iyi izole edilmemesi sonucunda, derzlerden içeri giren su demir öÄŸelerin paslanmasına neden olmaktadır. Paslanma sırasında hacmi büyüyen kenet ve miller, yarattıkları iç gerilimle birleÅŸtirdikleri duvar bloÄŸunu veya söve, sütun baÅŸlığı gibi mimari bileÅŸenleri çatlatmakta, müdahale edilmeyip bozulma ilerlediÄŸinde, mimari öÄŸe parçalanmaktadır. 

İlk tasarım hatalarını düzeltmek bazen çok zor olabilir, hasarlar sürekli bakım ile giderilmeye çalışılır. GörünüÅŸ açısından bir sakınca olmadığı durumlarda daha uygun bir malzeme kullanımına gidilebilir: örneÄŸin demir mil ve kenetleri paslanmaz çelik ya da titanyum ile yenilemek uygun bir çözümdür. 

Yapıyı kurtarmak için baÅŸka çözüm bulunamıyorsa, ilk tasarım hatası uygun bir detay çözümü ile giderilmeye çalışılır. Bol yağış alan yörelerde çatıların eÄŸimli yapılması, iyi bir kaplama malzemesi ile örtülmesi binaları korur. Düz çatılar sürekli bakım gerektirir, ayrıca teras çatılarda su geçirimsizliÄŸini saÄŸlamak zor olduÄŸu gibi yoÄŸuÅŸma nedeniyle de bozulmalar görülecektir. 

​

 UZUN SÜRELİ DOÄžAL ETKENLER

Yapılar uzun yıllar doÄŸanın deÄŸiÅŸik etkileri altında yıpranır ve sürekli bakım saÄŸlanmazsa ciddi hasarlar gözlenir. Sıcak yaz günlerinde aşırı sıcak karşısında genleÅŸen malzemeler, soÄŸuk kış günlerinde dona maruz kalır; ısı farkları, donma çözünme döngüleriyle malzemeler yorulur, yıpranır. Suyun kapilarite ile bina içindeki hareketi de yapı malzemelerinde hasara neden olmaktadır. Zeminden yükselen nem strüktürü ıslatarak taşıyıcı sisteme gelen yükü fazlalaÅŸtırdığı gibi, ayrıca içinde taşıdığı tuzların duvar yüzeyinde buharlaÅŸması sonucu çiçeklenmelere, duvarın fiziksel ve kimyasal yapısını bozucu etkilere neden olabilmektedir. 

YaÄŸmur sularının bozulan bir çatı kaplaması veya deresinden dolayı binadan hızla uzaklaÅŸtırılamaması, yosun ve otların geliÅŸmesine uygun ortamı hazırlar. Bozuk olan ayrıntı çevresinde yosunlar yerleÅŸir, ahÅŸap çatı ve döÅŸemelerde mantarlar geliÅŸir. Ciddi hasarların baÅŸlangıcı ola- bilecek bu bozulmaların sürekli bakımla giderilmesi gerekir. 

YaÄŸmur sularının yüzeyden akarken yaptıkları aşındırıcı etki de, özellikle kolayca aşınan taÅŸlarla yapılmış anıtlarda önemli hasarlara yol açabilir. Suyla ilgili olan don olayı da anıtları tahrip eden önemli etkenlerden biridir. Çatlaklara giren su donduÄŸunda kama etkisi yaparak çatlakların büyümesine, büyük parçaların kopmasına yol açar. 

Bakımsızlık, dikkatsizlik, kötü detaylandırma gibi etkenlerle birleÅŸen don, düzeltilmesi güç ve çoÄŸu kez pahalı olan kayıplara neden olmaktadır. ÖrneÄŸin Osmanlı yapılarında pencere sövelerinin alt kısımlarındaki parmaklık yuvaları kurÅŸunla doldurulmadığında, bu boÅŸluklara giren sular kışın don etkisiyle genleÅŸmekte, sövenin pencere demiri dışında kalan parçasını kopartmaktadır. 

Rüzgarın taşıyarak getirdiÄŸi ve çatılara, duvar oyuklarına, boÅŸalmış derzlere yerleÅŸtirdiÄŸi tohumların geliÅŸmesiyle birçok bakımsız binanın cephesinde, üstünde incir, aylandız gibi aÄŸaçların kök salıp geliÅŸtiÄŸi gözlenmektedir. Rüzgar, özellikle deniz tuzu ve kumlarla birlikte etkidiÄŸinde hızlı ve ciddi yüzey aşınmalarına neden olabilmektedir. 

Dalgalar da sürekli etkileriyle kıyı yapılarında, rıhtım ve Limanlarda aşınma ve yıpranmalara neden olurlar. Dalgaların neden olduÄŸu diÄŸer bir hasar, rıhtım altındaki zemini oyarak bitiÅŸik yapıların temellerini zayıflatması ve denize doÄŸru kaymalarına neden olmasıdır. Özellikle tanker, vapur ve benzeri deniz taşıtlarının yaptıkları yanal etki sonrasında suların geri çekilmesi sırasında zemindeki çözülme ÅŸiddetlenmekte ve hasar artmaktadır. 

Yeraltı suları ve nehirleri de benzer biçimde temel altındaki toprağı sürükleyerek temelleri mesnetsiz bıraktıkları için zararlı olurlar. Binalarda ani çatlamalar, düÅŸeyden ayrılmalar görüldüÄŸünde gerekli önlemler alınarak yapıların kurtarılmasına çalışılmaktadır. 

KuÅŸlar, böcekler, fareler gibi hayvanlar da anıtlara zarar veren etkinliklerde bulunur. Martılar avlarını çatılarda yemekte, bu sırada kurÅŸun örtüyü delerek, binanın su almasına neden olmaktadırlar. Güvercinler camilerin camlarını kırarak içeri girmekte, minare boÅŸluklarında yuva yaparak içeride büyük miktarda gübre, çöp toplanmasına yol açmaktadırlar. AhÅŸap kurtları ise, içten içe ahÅŸabı kemirerek bünyesini zayıflatırlar. Liken ve mikroorganizmalar taÅŸların üzerine yerleÅŸerek onların bozulmasına neden olurlar. 

​

 DOÄžAL AFETLER

Ne zaman olacağı önceden bilinmeyen, aniden ÅŸiddetli bir felaket olarak ortaya çıkan deprem, toprak kayması, sel, tayfun gibi olaylar tarihi çevrelerin, anıtların hasar görmesine neden olmaktadır. Deprem kuÅŸağı üzerinde bulunan ülkemizde tarih boyunca anıtlar yer sarsıntılarından hasar görmüÅŸ, yıkılmış, tekrar yapılmışlardır. 

YanardaÄŸ patlaması da can ve mal kaybına yol açan, belli yerleÅŸimlerdeki yaÅŸamı tümüyle yok eden önemli doÄŸal afetlerden biridir. 

Seller özellikle akarsu yanındaki tarihi yerleÅŸmelerin uÄŸradığı bir afettir. Edirne, Amasya gibi tarihi kentlerimizde anıtlar yüzyıllar boyunca bahar dönemlerinde taÅŸkınlardan etkilenmiÅŸlerdir. Hızlı, güçlü akıntılar, seller köprü ayaklarında hasarlara neden olurlar. 

​

 Ä°NSANLARIN NEDEN OLDUKLARI HASARLAR 

insanlar bakımsızlık, terk, kasıtlı tahrip gibi eylemlerle tarihi yapıların yok olmalarına yol açabilirler. Bir tarihi yerleÅŸmenin terk edilmesi ve orada bulunan kentsel dokunun, önemli anıtların bakımsız kalması çoÄŸu kez sosyal, ekonomik sorunlarla iliÅŸkilidir. Anadolu’nun birçok yerinde 1920’Ierde Mübadele sırasında boÅŸalmış eski Rum köylerinin de hazin birer harabe olduÄŸu gözlenmektedir. İstanbul’da Zeyrek ve Süleymaniye semtlerindeki konaklar, asıl sahiplerinin kentin yeni bölgelerine göçmeleriyle terk edilmiÅŸler, kira evi olarak slumlaÅŸmışlardır. Sahiplerinin Kültür Bakanlığı’nın aynen koruma kararından hoÅŸnut olmayarak ”yıkılsın, yerine yenisini yapalım” isteÄŸiyle kaderine terk ettikleri tarihi binalar da her yıl biraz daha harap olmaktadır. 

 Kötü kullanım ve onarımlar

Kötü kullanım, harabiyeti hızlandıran önemli bir etkendir. Asıl sahipleri farklı yerlere göçtüÄŸünde, eski konutlar kira evi olarak çeÅŸitli ailelerin kullanımına verilmekte ve yeni kullanıcıların isteklerine göre geliÅŸigüzel eklenen ara kat, bölme duvarları, sokak cephesine açılan vitrin, ayrı giriÅŸ ve benzeri öÄŸelerle hızla deÄŸiÅŸime uÄŸramaktadır. Safranbolu evlerinin veya İstanbul’da Zeyrek ve Süleymaniye’deki ahÅŸap evlerin kötü kullanımıyla ilgili sorunlar birbirine çok benzemektedir. 

Tarihi yapılarda bilinçsizce yapılan deÄŸiÅŸiklikler strüktür düzeninde aşırı yükleme veya süreksizliklere neden olmaktadır. 

Venedik TüzüÄŸü’nün 9. maddesinde de belirtildiÄŸi gibi, onarım uzmanlık gerektiren bir iÅŸtir. iyi yetiÅŸmiÅŸ mimar ve restoratörler tarafından, uygun malzeme ve teknik kullanılarak gerçekleÅŸtirilmeyen onarımlar kaba tamirden öte geçememektedir. Anıtların tarihi, estetik deÄŸerlerini, yapılacak müdahale sınırlarını tanımlayan koruma kurullarının anıtların koruma derecelerini belirlerken hata yapmaları da anıtların zarar görmesine neden olmaktadır. 

​

Bayındırlık etkinlikleri 

Yeni yollar açılması, barajlar yapılması tarihi çevreleri tehdit eden çaÄŸdaÅŸ imar hareketleridir. 1950’Ierde İstanbul’da gerçekleÅŸtirilen yol geniÅŸletme etkinlikleri, 1980’Ierin ikinci yarısında açılan Tarlabaşı Bulvarı tarihi binaların yıkılıp yok olmasına neden oldu. Tarih öncesi ve deÄŸiÅŸik tarihi dönemlere ait arkeolojik sitler, kırsal yerleÅŸmeler DoÄŸu Anadolu’da yapılan Keban ve Atatürk barajlarının suları altında kaldılar. Kentlerin plansız geliÅŸmesi, veya yeni planlarla saÄŸlanan imar haklarıyla kat yüksekliklerinin aşırı artması tarihi yapıları olumsuz etkilemekte, hatta algılanmasını olanaksız kılmaktadır. Aşırı yüksek kütlelerle çevrilen külliyelerin siluetteki etkisi zayıflamakta, yoÄŸunluÄŸun artması tarihi yerleÅŸmelerin dar sokaklarının geniÅŸletilmesi için baskı yaratmakta, gürültü ve istenmeyen yabancı öÄŸelerin girmesiyle, tarihi çevre görsel bütünlüÄŸünü, uyumlu çevre etkisini yitirmektedir. Önlem almadan eski binaların bitiÅŸiÄŸinde derin kazılar yapmak, altından yeraltı geçitleri, tüneller geçirmek, zemin altında maden galerileri açmak vb. etkinlikler de temellerin mesnetlenme düzenini bozarak hasara neden olmaktadır. Tarihi binaların yakınında derin bodrumlu yeni yapılar inÅŸa edilmesi de zemin suyu seviyesini düÅŸürdüÄŸü için sakıncalıdır. 

​

 Hava kirliliÄŸi 

Atmosferi kirleten sanayi atıkları, ısınma sistemleri, kömürle çalışan vapurlar, motorlu taşıtlardan çıkan zararlı gazlar, yapıların üzerinde kirli bir tabakanın oluÅŸmasına, ayrıca taÅŸları eriten asit yaÄŸmuruna neden olmaktadır. Havadaki karbondioksit, kükürt dioksit ve kükürt trioksit gazlarının yaÄŸmur suyunda erimesiyle taÅŸları eriten asitler oluÅŸmaktadır. Islanan yüzeylerdeki bezemeler asitin aşındırıcı etkisiyle ayrıntılarını yitirmektedir. Arada sırada ıslanan cephelerde ise kara, geçirimsiz bir tabaka oluÅŸur. Cephelerde biriken kurum mimari ayrıntıların algılanmasını engellemekte, bu kir tabakası altında kalan taÅŸlar özelliklerini yitirerek erimektedirler. Zamanla kabaran, dökülen kabuklar sülfatlaÅŸma belirtisi gösterir. Gözenekleri kalsiyum sülfatla dolan taÅŸlar, bozulma derinliÄŸine baÄŸlı olarak, yüzeyden ıslanma alanı sınırına kadar, tabaka halinde dökülür. 

​

 Trafik  

Tarihi kentlerin insan ve at arabası trafiÄŸine göre düzenlenmiÅŸ olan sokak dokusunun kamyon ve benzeri ağır taşıt trafiÄŸine açılması, bu yollar çevresindeki yapılarda titreÅŸimler ve temellere yapılan baskı sonucu ortaya çıkan hasarlara neden olmaktadır. Dar sokakların köÅŸeleri, tarihi kapılar da turist otobüslerinin veya kamyonların sürtünmeleri sonucu çizilmekte, zarar görmektedir. Korunması istenen kentsel dokularda gerekli plan kararları alınarak yayalaÅŸtırma bölgeleri oluÅŸturmak, trafiÄŸi denetlemek, daha uygun yerlere kaydırmak gerekmektedir. 

Ender olmakla birlikte, trafik kazaları (kara, hava ve deniz) da anıtlarda kayıplara neden olmaktadır. İstanbul BoÄŸazı’nda gemilerin kıyıya çıkması ve yalıları yıkması birkaç kez tekrarlanan kazalar arasındadır

TADİLAT

 

İster evinizin yalnızca bir odasını yeniliyor olun, isterseniz tüm evinizin sıfırdan yeniden ÅŸekillendirmeyi planlıyor olun. Tadilat projesi oldukça zahmetli ve titizlikle yürütülmesi gereken bir süreçtir. Bu sürecin başında bir mimarın yer alması, tadilat boyunca yaÅŸanabilecek istenmeyen durumların en aza indirgenmesine yardımcı olmaktadır. Peki, tadilat projesi nedir ve ne kadar zaman almaktadır? Tüm aklınızdaki tüm soruları cevaplandırıyoruz. 

​

Tadilat Projesi Nasıl Yapılır?

Tadilat projesi; evinizde, iÅŸ yerinizde, ofisinizde kısacası aklınıza gelebilecek her mekânda yapılan deÄŸiÅŸiklikleri ifade etmektedir. Buradaki deÄŸiÅŸik kavramı, dekoratif elementlerden daha fazlasını ifade etmektedir. Kısaca bir ayrım yapmamız gerekirse; tadilat, mekânda gerçekleÅŸtirilen yapısal deÄŸiÅŸikliklerdir. Duvar renginin deÄŸiÅŸtirilmesi, zemine yeni döÅŸeme uygulanması, sıhhi ve elektrik tesisatında yapılan deÄŸiÅŸiklikler tadilat projesinde yapılan iÅŸlemlerin yalnızca birkaçıdır. 

Tadilat projesinde izlenen yol, mimari projelendirme süreci ile oldukça benzerdir. “Tadilat projesi nasıl yapılır?” sorusunu adım adım cevaplandırmamız gerekirse, ÅŸu maddeler ile özetlememiz mümkündür:

  • İşveren, mekânda istediÄŸi deÄŸiÅŸikliklere belli bir ölçüde karar verdikten sonra mimar ile görüÅŸmeye gider.

  • Rölöve mevcut deÄŸilse, mimar ve yardımcıları mekânda ölçüm yaparlar.

  • İşveren, mimara ne deÄŸiÅŸiklik istediÄŸini ve varsa aklındaki tasarım stilini yazılı ve görsel olarak ifade eder.

  • İşverenin talepleri doÄŸrultusunda mimar taslak projeyi çizer.

  • İşveren ile görüÅŸülerek, taslak proje üzerinde revizeler yapılır.

  • Mimar, ilk revizeden sonra bütçe doÄŸrultusunda mimari projeyi tasarlar ve iÅŸverene sunar.

  • İşverenden onay alındıktan sonra malzeme metrajı çıkarılır, maliyet hesabı yapılır.

  • İşveren maliyeti onayladıktan sonra malzemeler sipariÅŸ edilir.

  • Tadilat projesi için planlanan adımlara göre gerekli tadilat iÅŸlemleri gerçekleÅŸtirilir. 

  • Uygulamalar tamamlandıktan sonra proje tamamlanır ve iÅŸverene teslim edilir. 

Burada ifade ettiÄŸimiz adımlar, oldukça genel bir perspektifi ifade etmektedir. İşveren taleplerini ve mekân gereksinimlerine göre mimari tadilat projesi adımları ÅŸekillenmektedir.

​

Tadilat Projesi Nasıl Alınır?

“Tadilat projesi nasıl alınır?” sorusunun cevabı, mimari projenin alınma ÅŸekliyle oldukça benzerdir. Burada önemli nokta, iÅŸverenin size ulaÅŸabilmesidir. İnternet sitesinde ve sosyal medya hesaplarında geçmiÅŸ çalışmaların yer alması, iÅŸveren tercihini etkileyecektir. 

Günümüzde hemen hemen herkes, her ihtiyacını önce internette aratmaktadır. Bu nedenle internet ortamında güçlü bir varlık oluÅŸturmak çağımızın bir gerekliliÄŸidir. Arama motorlarında tadilat projesi aratıldığında, sonuç sayfasında üst sıralarda çıkmak, sosyal medyada düzenli paylaşım yapmak, LinkedIn gibi kurumsal sosyal medya platformda aktif olmak internetteki görünürlüÄŸünüzü artıracaktır. 

Bir diÄŸer proje alma ÅŸekli ise, oldukça eski ve yakın bir gelecekte de deÄŸiÅŸmesini beklemediÄŸimiz kulaktan kulaÄŸa yöntemidir. Bir tadilat projesini tamamladıktan sonra, müÅŸterinizin sizi yakınlarına tavsiye etmesi oldukça iÅŸe yarar bir yöntemdir. Çünkü insanlar, birebir aldıkları tavsiyelerden daha çok etkilenmektedir. Bu nedenle yer aldığınız her projeyi, gelecekte size referans olabileceÄŸini bilerek yürütmek; doÄŸru bir bakış açısı olacaktır.

​

Basit Tadilat Nedir?

Her tadilat projesi haftalar sürecek, oldukça kapsamlı olacak ve binlerce liraya mal olacak diye bir kural yoktur. Birçok yenileme projesi, “basit tadilat” grubunda yer almaktadır. 

İşte, basit tadilatın baÅŸlıca özellikleri ÅŸunlardır:

  • Genellikle 7 ila 10 gün arası sürmektedir.

  • Yıkım iÅŸleri ya çok azdır ya da hiç yoktur. 

  • Çok fazla sayıda yapısal deÄŸiÅŸiklik gerektirmez. 

  • Genellikle duvar, tavan gibi yüzeylerde yapılan deÄŸiÅŸikliklerdir.

  • Sıhhi tesisat ve elektrik tesisatı daha küçük ölçekte deÄŸiÅŸtirilir. 

  • Daha az zaman, daha az malzeme, daha az iÅŸçilik dolayısıyla da daha az bütçe gerektirir.

Basit tadilat projesine birkaç örnek vermemiz gerekirse;

  • Yatak odanıza yeni bir gömme dolap yaptırma,

  • Banyo – tuvalet deÄŸiÅŸiklikleri,

  • Duvar rengi deÄŸiÅŸimi,

  • Parke deÄŸiÅŸimi,

  • Asma tavan uygulaması,

  • Duvara sabitlenen mobilya imalatı sayılabilir.

​

Kapsamlı Tadilat Nedir?

Kapsamlı tadilat, yıkım iÅŸlemlerinin ağırlıkta olduÄŸu; daha fazla zaman, daha fazla iÅŸçilik ve daha fazla bütçe gerektiren kapsamlı deÄŸiÅŸikliklerdir. Aslında bakarsanız, basit ve kapsamlı tadilatı net bir tanımlama ile birbirinden ayırmak oldukça zordur. Kapsamlı tadilat dendiÄŸinde, kullanıcıların aklında çok büyük alanlarda yürütülen projelendirme çalışmaları gelmektedir. Ancak tek mekân ölçeÄŸinde yapılan deÄŸiÅŸikliklerin de kapsamlı tadilat projesi grubuna dâhil edilmesi mümkündür. 

İşte, kapsamlı tadilatın baÅŸlıca özellikleri ÅŸunlardır:

  • Süre olarak genellikle en az 2 ila 3 hafta arasında sürmektedir.

  • İşçilik maliyeti çok daha fazladır.

  • Yapısal deÄŸiÅŸiklikle ağırlıkta olduÄŸu için, yıkım iÅŸlemleri basit tadilata göre çok daha fazladır.

  • Daha fazla malzeme gerektirir. 

  • Daha titiz bir planlama sürecine ihtiyaç duyar.

  • Mekânda yapısal nitelikteki deÄŸiÅŸiklikler daha ağır basmakta

“Kapsamlı tadilat projesi ne kadar zaman alır ve ne kadar bütçe gerektirir?” soruları, oldukça açık uçludur. Bu sorulara bir genelleme yapılması oldukça zordur çünkü her projenin süresi ve maliyeti birbirinden farklıdır.

Kapsamlı tadilata birkaç örnek vermemiz gerekirse;

  • Banyo, tuvalet, mutfak gibi mekânlarda sıhhi tesisatın baÅŸka bir odaya taşınması,

  • Mekânda yeni bölümlenmeler oluÅŸturulması,

  • İki farklı mekânın tek bir hacme dönüÅŸtürülmesi,

  • Genel anlamda iÅŸyeri tadilatı sayılabilir.

​

Tadilat ile ilgili Sorunlar Nelerdir?

Her ÅŸantiyede ortaya çıkması muhtemel bazı sorunlar vardır. Bu noktada mimara düÅŸen görev, ortaya çıkabilecek sorunları önceden öngörmek ve buna göre çözüm önerileri geliÅŸtirmektir. 

Tadilat ile ilgili en yaygın sorunlar şunlardır:

  • Eksik Metraj Hesabı: İster banyonuz için yeni seramikler sipariÅŸ edilsin, isterse çocuk odası için canlı renkli bir duvar kâğıdı… Yanlış ölçü hiçbir zaman karşılaÅŸmak istemeyeceÄŸiniz bir hatadır çünkü eksik malzeme nedeniyle projenin direkt olarak durmasına sebep olmaktadır.

  • Yanlış Ölçü Alınması: Yanlış ölçü, projenin hatalı olarak çizilmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla, en baÅŸta yapılan bu hata tadilat projenin her aÅŸamasına olumsuz olarak yansımaktadır. 

  • Hatalı Mobilya İmalatı: Hatalı mobilya imalatı da karşılaÅŸmak istemeyeceÄŸiniz bir diÄŸer problemdir. Hem iÅŸ gücünün hem de bütçenin boÅŸa harcanmasına neden olmaktadır. Bu nedenle mobilya imalatında mutlaka hata payı bırakılmalıdır.

  • Malzeme Tedarikinde Sıkıntı: Tadilata baÅŸladıktan sonra, karar kılınan malzemeyi tedarik edememekten daha kötü ne olabilir? Malzeme ÅŸehir veya ülke dışından sipariÅŸ ediliyorsa, teslim süresi ve bu sürede yaÅŸanabilecek aksilikler hesaba katılmalıdır.

  • Yetkin Usta EksikliÄŸi: Tadilat projesi ne kadar güzel tasarlanırsa tasarlansın onu uygulayacak iÅŸinin ehli bir usta yoksa her zaman hayallerde kalacaktır. Bu nedenle projeye baÅŸlanmadan usta ile anlaşılmalı ve iÅŸ bitimine kadar devam edeceÄŸinin garantisi alınmalıdır.

​

BaÅŸarılı Bir Tadilat Süreci Bu Üç Faktörün Bir Arada Olması ile OluÅŸur

BaÅŸarılı bir tadilat süreci, birçok farklı bileÅŸenin eÅŸ zamanlı çalışmasından oluÅŸmaktadır. Her birim, kendi üzerine düÅŸen sorumluluÄŸu eksiksiz yerine getirmeli, tadilat projesinin zamanında tamamlanmasını saÄŸlamalıdır. 

Tadilat projesini baÅŸarıya ulaÅŸtıran en önemli üç faktör ÅŸunlardır:

  • DoÄŸru Tasarım

  • DoÄŸru Malzeme 

  • DoÄŸru İşçilik

​

Doğru Tasarım

Her tadilat, tasarım süreci ile baÅŸlamaktadır. Buradaki tasarım, illa bir mimarın masa başına geçip çizim yapmasından ibaret deÄŸildir. MüÅŸterinin karar verebilmek için internetten benzer projeleri incelemesi bile doÄŸru tasarım sürecinin bileÅŸenlerinden biridir. 

DoÄŸru tasarım, mekânın daha fonksiyonel bir kullanıma sahip olmasını saÄŸlamaktadır. Tadilat sürecinde yapılan deÄŸiÅŸikliklerin, kullanıcı konforunu artırmasındaki kilit faktördür. Bu nedenle mimar ile çalışıyor olunsun ya da olunmasın; tasarım süreci es geçilmemesi gereken bir adımdır.

​

DoÄŸru Malzeme

DoÄŸru tasarımı gerçeÄŸe yaklaÅŸtıran faktör ise doÄŸru malzeme seçimdir. Yeni tasarlanan mobilya ne kadar iÅŸlevsel olursa olsun, kullanıcı ihtiyaçlarına en doÄŸru cevabı verecek malzeme seçilmezse hiçbir anlamı kalmayacaktır.

ÖrneÄŸin müÅŸteri banyoda ahÅŸap malzeme tercih etmiÅŸ olabilir. AhÅŸap ıslak hacimlerde sıklıkla tercih edilen bir yapı malzemesi deÄŸildir. Ancak suya ve neme dayanıklı ahÅŸap, hem mekan gereksinimlerine hem de müÅŸteri tercihine en doÄŸru cevabı veren tercih olacaktır.

​

DoÄŸru İşçilik

Uygulama, tadilat projesinin gerçeÄŸe dönüÅŸtüÄŸü aÅŸamadır. Güzel bir uygulamanın kilit faktörü ise, doÄŸru iÅŸçiliktir. 

Her malzemenin gerektirdiÄŸi iÅŸçilik detayı birbirinden farklıdır. AhÅŸap ustası, mermer ile çalışacak yetkinlikte deÄŸildir. Bu nedenle malzemeyi uygulayacak kiÅŸiler, seçilen malzemelerin özelliklerine göre belirlenmelidir. Unutmayın, doÄŸru iÅŸçilik olmadan her proje eksik kalmaktadır. 

Aşama Aşama İlerleyin

Tadilat projesi ne kadar karışık olursa olsun, doÄŸru bir planlama ve aceleci davranmama; sürecin mutlu tamamlanmasını saÄŸlayacaktır. Tadilata baÅŸlarken, ne ile muhatap olunduÄŸunun farkında olunması önemlidir. 

İşte, kapsamlı bir ev tadilatı için planlanması gereken aÅŸamalar ÅŸunlardır:

  • Tasarım ve planlama ile baÅŸlamak

  • Benzer proje örneklerinden ilham almak

  • Yıkım planı yapmak

  • Duvar iÅŸleri baÅŸta olmak üzere gerekiyorsa yapım aÅŸamalarını planlamak

  • Elektrik ve sıhhi tesisat iÅŸlerini planlamak

  • Yalıtım iÅŸlerini planlamak

  • DoÄŸal ışığı göz ardı etmemek

  • Boya, duvar kağıdı gibi son iÅŸlemleri planlamak

Tüm bu adımlar, dikkatli ve doÄŸru atıldığında tadilat projesi, baÅŸarılı bir ÅŸekilde tamamlanabilir. 

  • Facebook
  • Linkedin
bottom of page